OSMANLI DEVLETİ’NDE DEMOKRATİKLEŞME HAREKETLERİ

 

 Sened-i İttifak (1808)

✓ XVII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı eyaletlerinde mali, idari ve askerî kanunların oluşturduğu zeminin etkisiyle âyan adı verilen zengin bir zümre, gücünü artırdı. 
✓ II. Mahmut’un tahta çıktığı zaman devlet otoritesi sadece başkent İstanbul ve çevresiyle sınırlı bir hâldeydi. 
✓ II. Mahmut, merkezde siyasi gücü artan Alemdar Mustafa Paşa’yı, sadrazamlığa getirdi. Alemdar Mustafa Paşa devlet otoritesinin yeniden tesisi için her şeyden önce asayişin sağlanmasını gerekli gördü ve işe İstanbul’dan başladı.
 ✓ Yeniçeri Ocağının muhasebesini teftiş vesilesiyle yeniçeri zorbaları öldürüldü veya sürgüne gönderildi. Böylece İstanbul’un asayişi sağlandı.
 ✓ Anadolu ve Rumeli’deki karışıklıklar, terör faaliyetleri, derebeyi veya âyanların merkezî otoriteyi tanımama durumları ise devam ediyordu. Devletin taşra yönetimi, âyanlar ve hanedanlar arasında fiilen paylaşılmış durumdaydı. 
✓ Alemdar Mustafa Paşa, taşrada yok olan merkezî otoriteyi tekrar tesis etmek amacıyla âyanlarla anlaşma yoluna giderek âyanları İstanbul’a çağırdı. 
✓ Amacı merkez ile taşra arasında bir uzlaşma sağlamak, âyanlara hak ve görevler vererek resmiyet kazandırmak, böylece devletin dağılma tehlikesini önlemekti. o Âyan: Herhangi bir vilayet ve kazada o yerin idaresi ile alakadar olarak halk ile hükûmet arasındaki işleri idare eden ve halk tarafından seçilen bir vazife sahibidir. o Âyanlar o memleketin nüfuzlu aileleri olan ve “eşraf-ı belde” denilen zümre arasından seçilirdi. Hükûmet âyanları seçmez bu işi valiler takip ederdi. o Âyanlar vergi ve asker toplamada devlete yardım ederlerdi. Bu yardımlara karşılık âyanlara toplanan vergiden hisse verilirdi. 

1808 yılı Eylül ayında padişah ile ayanlar arasında imzalanan bu senetle; 

o Ayanlar; padişah, sadrazam ve devletin kanunlarına bağlı kalacaklar, halka haksızlık yapanları devlete bildirerek bu durumun önlenmesine çalışacaklardı. 

o Ayanlık haklarının babadan oğula geçmesi kabul edilecekti. 

o Ayanlar, vergi ve asker toplamada devlete yardımcı olacaklar, yapılan yeniliklere ve devletin eyaletlerden asker almasına karışmayacaklardı. 

o Padişaha karşı bir isyan çıkarsa, ayanlar İstanbul’a yardıma geleceklerdi. 

o Padişah aşırı vergi koyamayacak, eşit ve adaletli vergi alacaktı. 

o Ayanlar, devletin kanunlarına uygun olarak, kendi bölgelerinde hazine gelirlerini toplayacaklardı. 

✓ Devlet ile tebaa arasında yapılan ve bir çeşit anlaşmaya benzeyen “Sened-i İttifak”, Osmanlı tarihinde örneği olmayan bir belgedir. Sened–i İttitak Sözleşmesi’nin önemi o Osmanlı Devleti, ayanların (yerel güçlerin) varlığını resmen tanımıştır. o Padişah ilk kez kendi otoritesi dışında bir gücü kabul etmiştir. o Mutlakiyetle yönetilen Osmanlı Devleti'nin hiçbir siyasi ve askeri yetkisi olmayan Ayanlara dahi söz geçiremeyecek kadar zayıfladığını gösterir. 

✓ Ancak Eylül 1808’de bu belge imzalandıktan çok kısa bir süre sonra Kasım 1808’de çıkan yeniçeri isyanında Alemdar Mustafa Paşa ve İstanbul’da bulunan ayanların ortadan kaldırılması ile belge hükümsüz hale gelmiştir.
 ✓ Yine de Sened-i İttifak Türkiye’de anayasal yönetime geçişte ilk adım olarak değerlendirilmekte, İngiltere’deki Magna Charta ile kıyaslanmaktadır.




Tanzimat Fermanı (3 Kasım 1839)


✓ Osmanlı Devleti’nin iç ve dış sorunlarla karşı karşıya kaldığı bu dönemde, içerde bütünlüğü sağlamak, devletin zayıflamasını engellemek ve Avrupa kamuoyunun desteğini kazanmak için daha kapsamlı yenilik hareketlerine ihtiyaç duyulmuştur. 
✓ Bu amaçla Sultan Abdülmecid’in emriyle Sadrazam Koca Hüsrev Paşa’nın başkanlığında Bâbıâli’de bir Meşveret Meclisi toplanmıştır. İlmiye mensupları ve bürokratların katıldığı bu mecliste kabul edilen ilkeler, padişah tarafından da onaylanmıştır. 
✓ Ferman dış etkilerden ziyade Osmanlı Devleti’nin iç etkenlerinin ürünü olarak ortaya çıkmıştır. 
✓ Ancak Tanzimat Fermanı’nda geçen “eski idare usulünü tamamen değiştiren bu iradenin dost devletlere duyurulması” ifadesi Osmanlı Devleti’nin, Mısır Meselesi’nin görüşüleceği Londra Konferansı’ndan önce Avrupalı devletlerin desteğini kazanma arzusunu da göstermiştir. 
✓ Tanzimat Fermanı’nda; eskiden devletin güçlü, ülkenin mamur ve halkın refah içinde olduğu ancak son 150 yıldan beri bu durumun zaaf ve fakirliğe dönüştüğü ifade edilmiştir. Ardından gerekli tedbirlerin alınması hâlinde, devletin kısa sürede eski durumuna kavuşacağı belirtilmiştir
. ✓ Tanzimat Fermanı, Osmanlı Devleti’nde geleneksel yapıyı kökten sarsacak yenilikler getirmiştir. 
✓ Tanzimat Fermanı, milliyetçilik akımından etkilenen gayrimüslimlerin devletten ayrılmasını önlemek amacıyla ortaya atılmış ve Müslim gayrimüslim eşitliğini esas alan bir Osmanlı milleti oluşturmayı hedeflemiştir. 
✓ Tebaanın kanun önünde eşitliğine dayanan Osmanlı birliği siyaseti, Tanzimat Devri’nin en önemli unsurlarından olmuştur. 
✓ Tanzimat Fermanı’yla padişah, hukukun üstünlüğünü kabul etmiş ve bu olay anayasal rejim yolunda atılan ilk adım olmuştur. 
✓ Ayrıca Tanzimat Fermanı, modernleşmeyi devlet siyaseti hâline getiren resmî bir belgedir. 
✓ Hariciye Nazırı (Dışişleri Bakanı) Mustafa Reşid Paşa; Tanzimat Fermanı’nı 3 Kasım 1839’da Gülhane Meydanı’nda yüksek rütbeli devlet adamları, ulema, Rum ve Ermeni patrikleri, hahambaşı, esnaf temsilcileri ve sefirlerin de hazır bulunduğu bir törende okumuştur. 

Fermanın Hazırlanma Nedenleri :

o Millîyetçilik hareketi karşısında, Osmanlı egemenliğindeki tüm toplulukları din, dil, ırk farkı gözetmeksizin kaynaştırmak ve yeni bir Osmanlı toplumu meydana getirmek 
o Osmanlı toprak bütünlüğünü korumak 
o Devletin modernleşmesini ve demokratikleşmesini sağlamak o Avrupa devletlerinin azınlıkları bahane ederek iç işlerine karışmasını engellemek 
o Mısır sorununda Avrupa’dan destek sağlamak 
o Rusya’nın Balkanlar ve Boğazlarda yayılma politikalarını engellemek


Tanzimat Fermanı’nın önemli maddeleri şunlardır: 

o Müslüman ve Hristiyan bütün tebaanın can güvenliği, mal, ırz ve namusu korunacaktır. 
o Vergi, herkesin gücü oranında tahsil edilecektir. 
o Askerlik tüm Osmanlı tebaası için zorunlu olacak ve askerlik süresi dört veya beş yıl olarak belirlenecektir. 
o Hiç kimseye yargılanmadan ölüm cezası verilmeyecek, herkes malını mülkünü istediği gibi tasarruf edebilecektir. 
o Ülkenin harap olmasına yol açan rüşveti önlemek amacıyla etkili bir kanun hazırlanacaktır. 
o Mahkemeler herkese açık olarak yapılacaktı.
o Müsadere usulü kaldırılacaktı.

✓ Osmanlı padişahı, ilk kez kendi gücünün üstünde kanun (yasa) gücü olduğunu kabul etmiştir. Padişahın yetkileri, (mutlak otoritesi) yasa gücü ile kısıtlanmıştır.
 ✓ Anayasal rejime ve hukukun üstünlüğüne geçişte ilk adımdır. 
✓ Aydınların etkisiyle Osmanlı ülkesindeki Batılılaşma çabaları yoğunlaşmıştır. 
✓ Askerlik vatan hizmeti haline getirilerek süresi 5 yıl olarak belirlenmiş, gayrimüslimlerin de askerlik yapmaları kararlaştırılmıştır. Osmanlı’da zorunlu askerliğin başlangıcı olmuştur.
 ✓ Müslüman ve gayrimüslimlerin eşit görülmesi Cidde ve Suriye gibi bölgelerde tepki ile karşılandı. 
✓ Diğer azınlıklara nazaran daha ayrıcalıklı bir durumda olan Rumlar ayrıcalıklarını kaybedebileceklerinden dolayı fermana tepki ile yaklaşmışlardır. 
✓ Ferman ile Osmanlı Devleti’nin güçlenmesinden çekinen Rusya fermandan memnun olmamıştır. Ayrıca Rusya'nın azınlıklar konusunda Osmanlı'yı suçlayacak bahanesi kalmamıştır. 
✓ Tanzimat Fermanı Osmanlı vatandaşlığı kapsamında bir yaklaşım sergileyen, Osmanlıcılık akımı içerisinde ele alınabilecek bir metindir. 
✓ Fermanla birlikte Avrupa tipi yeni mahkemeler ve okulların açılması, eğitim ve hukuk alanında ikilik doğmasına neden olmuştur.

ISLAHAT FERMANI 

✓ Osmanlı Devleti, 3 Kasım 1839’da ilan ettiği Gülhane Hatt-ı Hümâyunu ile bütün Osmanlı tebaasının kanun önünde eşit sayıldığını ve herkesin devletin güvencesi altında olduğunu açıklamıştır.
✓ Ancak Avrupalı devletler, bu fermanı yeterli bulmamış ve Osmanlı Devleti’nde Müslümanlarla gayrimüslimler arasında bazı siyasi ve hukuki farklılıklar olduğunu ileri sürmüştür.
✓ Avrupalı devletlerin daha köklü reformlar yapılması talepleri sonucunda, Osmanlı tarihinde önemli bir yere sahip olan Islahat Fermanı hazırlanmıştır.
✓ Islahat Fermanı’nda gayrimüslimlere, vatandaşlık hukuku açısından Müslümanlarla tam eşitlik sağlayan önemli haklar verilmiştir. Böylece Avrupalı devletlerinOsmanlı’nın iç işlerine müdahalesi önlenmek istenmiştir.
✓ Islahat Fermanı’nın, Paris Antlaşması maddeleri arasında yer alması, bu fermanın siyasi nitelikli olduğunu göstermektedir.
✓ Islahat Fermanı’nın hazırlanması için İstanbul’da İngiltere, Fransa ve Avusturya’nın elçilerinin de yer aldığı bir komisyon kurulmuştur. Fermanın hazırlanmasında bu devletlerin elçilerinin büyük baskıları olmuştu.
✓ Islahat Fermanı’nda Hristiyanlara yeni haklar tanındı. Hristiyanlar, Müslümanların düzeyine getirilerek halkın kaynaşması sağlanmaya çalışıldı.
✓ Islahat Fermanı, Paris Kongresi’nin başlamasından sonra İstanbul’da 18 Şubat 1856 tarihinde yabancı devlet temsilcilerinin de katıldığı bir törenle ilan edilmiştir.
Fermanın getirdiği önemli hususlar özetle şöyledir:
Tanzimat Fermanı kararları, bu fermanla yenilenecek ve uygulanması için gerekli önlemler alınacak.
Müslümanlar ile gayrimüslimler kanun önünde eşit olacak.
Patrikhanelerde yeni meclisler kurulacak ve verecekleri kararlar Bâbıâli tarafından
onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek.
Hükûmetten izin almak şartıyla gayrimüslimler şehir ve kasabalarda bulunan kilise,
manastır, mezarlık, okul, hastane gibi kurumlarını tamir ettirebilecek veya yeniden
yaptırabilecek.
Irk, din, dil farkı gözetilmeden hiçbir mezhep diğerine üstün sayılmayacak.
Hiç kimse din değiştirmeye zorlanmayacak.
Devlethizmetlerine,askerliğeveokullaraayrımgözetmeksizintümtebaakabuledilecek. Bütün milletler okul açabilecek.
Cizye vergisi kaldırılacak, gayrimüslimler askerlik yapacak veya askerlik bedelini
nakit olarak ödeyecek.
Tebaanın eşit ve serbest şekilde ticari ve ekonomik girişimlerde bulunabilmesi
sağlanacak.
Mahkemeler herkese açık olacak, keyfî cezalar verilmeyecek.
Müslümanlar ile gayrimüslimler arasındaki davaları görmek için karma mahkemeler
kurulacak.
Gayrimüslimlerin şahitlikleri kabul edilecek ve herkes kendi inancına göre yemin
edebilecek.
Yazışmalarda veya halkın ve memurların söyleminde gayrimüslimleri aşağılayan
tabirler kullanılmayacak.
Yabancılar da Osmanlı Devleti sınırları içerisinde mülk sahibi olabilecek.
İltizam usulü kaldırılacak, bütün Osmanlı tebaası din ve mezhebi ne olursa olsun aynı
vergiyi ödeyecek.

Islahat Fermanı’nın Etkileri


✓ Islahat Fermanı’nın amacı Müslümanlar ile gayrimüslimlerin haklarını eşit hâle getirerek bütün toplulukları ırk, din, dil ayrımı gözetmeksizin kaynaştırmak ve böylece bir Osmanlı toplumu meydana getirmektir.
✓ Ancak Ferman, gayrimüslimlerin ayrıcalıklarını genişletmişMüslümanlar için ise yeni haklar getirmemiştir.
✓ Osmanlı Devleti, Avrupalı devletlerin baskısı karşısında, Müslüman olmayan toplumlara eşitlik tanıdığını resmen açıklamak zorunda kalmıştır.
✓ Bu fermanla gayrimüslimler üzerindeki nüfuzlarını artıran Avrupalı devletler; Osmanlı topraklarında siyasi, ekonomik, hukuki ve kültürel alanlarda yeni hak ve çıkarlar sağlamıştır.
✓ Islahat Fermanı, Müslümanlar tarafından olumlu karşılanmadığı gibi kendilerine birtakım
haklar tanınan gayrimüslimler tarafından da olumsuz karşılanmıştır.
✓ Örneğin fermandan önce devlet katında üstün sayılan Rumlar, Islahat Fermanı’yla diğer
gayrimüslimlerle eşit hâle geldikleri için fermana karşı çıkmıştır.
✓ Osmanlı Devleti’nde yaşayan gayrimüslimlerin ruhban sınıfı ise kendi egemen konumu
sarsıldığı için fermana tepki göstermiştir.
✓ Devlet içinde bu tepkilerle karşılanan Islahat Fermanı, uygulamada da birçok güçlükle
karşılaşmıştır.
✓ Fermana siyasi açıdan en büyük tepki Tanzimat Fermanı’nın mimarı olan Mustafa Reşid Paşa’dan
gelmiştir. Mustafa Reşid Paşa kendisinin yetiştirdiği Ali ve Fuad Paşa’yı bu fermanı yayımlayarak
devlete büyük tahribat vermekle suçlamıştır.
✓ Islahat Fermanı ile Osmanlı ülkesindeki gayrimüslimlerin Müslümanlarla eşit haklara sahip olmaları
sağlanmıştır. Bu yolla, Osmanlıcılık düşüncesi doğrultusunda gayrimüslimlerin devlete olan
bağlılıkları artırılmaya çalışılmıştır.
✓ Gayrimüslimler, bağımsız olmayı istediklerinden, Müslümanlarla eşit haklara sahip olmayı yeterli
bulmamışlardır.
Tanzimat ile tüm Osmanlı vatandaşlarına haklar tanımıştır. Islahat ile özellikle gayrimüslim halka haklar tanımıştır. (Azınlıklara yöneliktir.)
TanzimatOsmanlıpadişahınınkendiisteğisonucundailanettiğibirfermandır.Islahatise Avrupa devletlerinin baskıları sonucunda ilan edilmiş ilk belgedir. Elçiler bile baskı yapmıştır.
Her iki fermanda Osmanlı vatandaşlığı hedefine ve herkesin eşitliğine vurgu yapmaktadır.

I. Meşrutiyetin İlanı

✓ Avrupa’da 1830 ve 1848 İhtilalleriyle mutlak monarşilerin yerini anayasal monarşilerin alması, bazı Osmanlı aydınlarında Osmanlı Devleti’nin de bu yönetime geçmesinin gerekli olduğu fikrini doğurmuştur.
✓ Yeni Osmanlılar” olarak bilinen aydınlar, Osmanlı Devleti’nin sadece meşruti yönetim ile kurtulabileceğine inanmıştır.
Tanzimat ile birlikte eğitim faaliyetlerinin artması ve basın-yayın hayatının gelişmesi sürecinde yetişen aydın sınıfına “Yeni Osmanlılar” denmiştir.
Genç Osmanlılar adıyla da bilinen bu grup, genellikle bürokrat ve gazetecilerden oluşmuştur.
1860’lardansonraörgütlühâlegelmeyebaşlayanYeniOsmanlılar,anayasanınkabulünü ve meşrutiyet yönetimine geçilmesi gerektiğini savunmuştur.
▪ Meşrutiyet (Meşruti Monarşi): Bir hükümdarın başkanlığı altında toplanan parlamenter sisteme meşrutiyet denir. Bu sistemde hükümdarın yanı sıra halkın oluşturduğu bir meclis ve anayasa yer alır. Böylelikle halk, padişahın yanında yönetime katılır.
✓ Yeni Osmanlılara göre devletin çöküşünün tek sorumlusu kararları tek başına alan ve uygulayan yönetim anlayışıydı.
✓ Yeni Osmanlılar, meşrutiyeti ilan etmeye yanaşmayan dönemin padişahı Abdülaziz’in (1861- 1876) yerine veliaht Murat’ı padişah yapmaya karar verdiler.
✓ Hüseyin Avni PaşaMütercim Rüştü Paşa ve Mithat Paşa liderliğinde yapılan saray darbesiyle Abdülaziz tahttan indirildi.
✓ Ancak V. Murat’ın psikolojik sorunlarının ortaya çıkması nedeniyle meşrutiyeti ilan edeceği sözünü veren II. Abdülhamit’i tahta çıkardılar.
✓ II. Abdülhamit, Yeni Osmanlılara verdiği söze uygun olarak Mithat Paşa başkanlığındaki heyete Kanun-ı Esasi’yi hazırlattı.


KANUN-İ ESASİ


✓ 1876’da Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu iç ve dış sorunlar, bir anayasanın ilanını zorunlu kılmıştır. II. Abdülhamid, bu iş için Mithat Paşa başkanlığında bir komisyon kurulmasına izin vermiştir.
✓ Bu komisyon Fransa, Belçika ve Prusya anayasalarından esinlenerek bir anayasa metni hazırlamış ve padişahın da katkılarıyla 119 maddelik Kanun-ı Esasi ortaya çıkmıştır.
✓ II. Abdülhamit tahta çıktığında Balkanlar’da ayaklanmalar başlamıştı. Avrupa devletlerinin İstanbul (Tersane) Konferansı’nda Balkan sorununu tartıştıkları ve Osmanlı Devletinden reformlar yapmasını istedikleri sırada II. Abdülhamit siyasal bir manevrayla 23 Aralık 1876 günü törenle Kanun-ı Esasi’yi ilan etmiştir. Böylece I. Meşrutiyet Dönemi başlamış oluyordu.
✓ Türk tarihinin bu ilk anayasasıyla Osmanlı Devleti’nde meşrutiyet yönetimine geçilmiştir.
✓ Kanun-ı Esasi’nin metni bastırılarak halka dağıtılmış ve halk meşrutiyeti büyük bir heyecanla karşılamıştır. İstanbul’un değişik yerlerinde top atışları yapılmış ve İstanbul’da büyük şenlikler düzenlenmiştir. Vilayetlere, sancaklara ve kazalara bir genelge gönderilerek Kanun-ı Esasi’nin ilan
edildiği duyurulmuştur.
✓ Kanun-ı Esasi’ye göre Osmanlı Genel Meclisi, üyelerini halkın seçtiği Mebusan Meclisi ve
padişahın seçtiği Âyan Meclisi olmak üzere iki meclisten oluşmuştur.
✓ 19 Mart 1877’de ilk Osmanlı Meclis-i Mebusan’ı padişahın da katıldığı büyük bir törenle
Dolmabahçe Sarayı’nda açılmıştır Kanun-ı Esasi hem dış sorunlara çare bulmayı hem de içeride
bir değişimi hedeflemiştir.
✓ Tanzimat Fermanı’nın ilanıyla Mısır Meselesi’nde, Islahat Fermanı’nın ilanıyla da Paris
Konferansı’nda Batılı devletlerin desteğinin sağlanması amaçlanmıştır. Benzer şekilde Kanun-ı
Esasi’nin ilanında da Tersane Konferansı’na katılan Avrupalı devletleri etkilemek amaçlanmıştır.
✓ Her ne kadar halkın desteği ve baskısı olmasa da Kanun-ı Esasi’nin ilanını bütünüyle dış
sebeplere bağlamak da mümkün değildir.
✓ Tanzimat’la başlayan modernleşme sürecinin doğal bir devamı olan Kanun-ı Esasi’nin ilanında,
Genç Osmanlıların halkın yönetime katılması düşüncesi etkili olmuştur.

Kanun-i Esasi’nin Bazı Maddeleri

Osmanlı Devleti bir bütündür, hiçbir sebeple ayrılık kabul etmez. Osmanlı saltanatı ve halifeliği hanedanın büyük oğluna aittir.
Mebusan Meclisi dört yılda bir seçilir.
Meclisi açma ve kapama yetkisi padişaha aittir.
Savaş ve barışa padişah karar verir.
Meclisin aldığı kararlarda son söz padişaha aittir.
Hiç kimse kanunun belirttiği sebepler dışında başka bir bahane ile cezalandırılamaz.
Basın, kanunlar çerçevesinde hürdür.
Halkınmülkiyetinevemeskeninedokunulamaz.
Müsadereveangaryayasaktır.
Memuriyetlere tayinusulüne göre ve ehliyet ile liyakat esasına göre yapılır.
Her memur vazifesinden sorumludur. Memur, kanuna aykırı emirler verilmesi hâlinde
âmire itaat ederse sorumluluktan kurtulamaz.

✓ Ancak anayasaya rağmen eski mutlakiyetçi anlayış devam ettirilmiştir. Anayasaya göre Osmanlı padişahı geniş yetkilere sahip fakat sorumsuzdurHükümet meclise değil padişaha karşı sorumludur.
✓ Padişahın istediği zaman meclisi toplama ya da dağıtma hakkı vardır. Sadrazam ve nazırları atama yetkisi padişahtadır . Y asaların onaylanması ve yürürlüğe girmesinde tek yetkili padişahtır.
✓ Kanun-i Esasi’ye göre haklar ve hürriyetler açısından bütün Osmanlı vatandaşları kanun önünde eşittir. Padişaha istediği kişiyi sürgüne gönderme yetkisi verilmiştir. (Bu kararın uygulandığı ilk kişi Midhat Paşa olmuş, Taif’e sürgüne gönderilmiştir.)
✓ Kanunuesasi ile Osmanlı Devleti'nde parlamenter sisteme geçilmiş, halk ilk defa padişahın yanında yönetime katılarak, seçme ve seçilme hakkını kullanmıştır.
✓ Seçimlerin ardından 1877’de ilk Mebusan Meclisi açılmıştır. Mecliste Müslüman vekillerin yanı sıra azınlık vekilierinin de temsil edilmesi sağlanmıştır.
Gayrimüslimlerin 93 Harbi devam ederken Meclis’teki ayrılıkçı faaliyetleri Sultan Abdülhamid’in tepkisine neden olmuştur.
✓ II. Abdülhamit ayrılıkçı mebusların faaliyetlerini ve 93 Harbi’ni gerekçe göstererek Kanun’un kendisine verdiği yetkiyle Meclisi feshetti (13 Şubat 1878).


II. Meşrutiyet’in İlanı


✓ Sultan II. Abdülhamid 13 Şubat 1878’de meclisi süresiz tatil etmiş ve böylece Osmanlı Devleti mutlakiyetçi bir yönetime dönmüştür.
✓ 1908 yılında içerde ve dışarda gelişen olaylar üzerine İttihat ve Terakki Cemiyeti harekete geçmeye karar vermiştir.
1889’dameşrutiyettaraftarıaydınlartarafındanİttihatveTerakki(Birleşmeveİlerleme) Cemiyeti kuruldu.
BucemiyetinamacıanayasayıtekraryürürlüğekoydurarakMebusanMeclisi’niaçtırıp yeniden meşrutiyet yönetimine geçişi sağlamaktı.
İttihatveTerakki’yegöredevletikurtaracaktekyolII.Abdülhamit’intahttanindirilmesi ve meşrutiyet rejimine geçilmesiydi.
✓ Bu dönemde Rusya ve İngiltere Estonya’nın Reval şehrinde Haziran 1908’de bir görüşme yaptılar. Bu görüşmede, Makedonya’da Osmanlı yönetiminin kaldırılması ve Osmanlı’daki diğer Hristiyanlar için de ıslahat projeleri hazırlanması kararlaştırılırdı.
✓ İttihat ve Terakki Cemiyeti bu gelişme üzerine harekete geçti. Cemiyet, bir bildiri yayınlayarak Avrupa devletlerinin Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışmalarının temel nedeni olarak IIAbdülhamid’i gösterdi.
✓ İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne bağlı subayların askerleriyle birlikte ayaklanması ve gösterilerin tüm ülkeye yayılması üzerine II. Abdülhamit, Kanunuesasi’yi yeniden yürürlüğe koyarak II. Meşrutiyeti ilan etti (24 Temmuz 1908).
✓ II. Meşrutiyet ülkede büyük bir hürriyet ortamı oluşturdu. Ancak bu durum iç karışıklıkları engelleyemedi.

II. Meşrutiyet ve Kanunuesasi’nin Getirdiği Yenilikler

Basındakisansürkaldırılmıştır.
Bakanlar Kurulu padişaha değil meclise karşı sorumlu hale gelmiştir.
Meclise padişahı tahttan indirebilme yetkisi tanınmıştır.
Padişah mecliste anayasaya bağlılık yemini etmiştir.
Meclis padişahtan izin almadan yasa yapma hakkına sahip olmuştur.
Uluslararası karar ve antlaşmalar meclisin onayına bırakılmıştır.
İttihat ve Terakki Partisi’ne karşı yeni partiler kurulmuş ve çok partili hayat başlamıştır.
II. Meşrutiyet Dönemi’nde Yaşanan Siyasî Gelişmeler
1878'de Berlin Antlaşması ile geçici olarak Avusturya'ya bırakılan Bosna-Hersek, 1908 yılında Avusturya tarafından tamamen ele geçirilmiştir.
Berlin Antlaşması ile ıslahatlar yapılmak şartıyla Osmanlı yönetiminde kalan Doğu Rumeli, 1885'te çıkarılan bir isyan ile Bulgar prensliğine bağlanmıştır.
Bulgaristan da Doğu Rumeli gibi 1908'de yaşanan siyasi karışıklıklardan yararlanmış Osmanlı Devleti’nden ayrılarak bağımsızlığını ilan etmiştir.
1897’de İstanbul Antlaşması ile özerk hale gelen Girit, 1908 yılında Yunanistan ’a bağlanmıştır.
✓ II. Meşrutiyet ile birlikte Türk demokrasi tarihinde gerçek anlamıyla siyasi partiler kurulmaya başlanmıştır. Böylece daha meşrutiyetçi bir yapı ve gerçek parlamenter hükûmet modeli benimsenmiştir.

II. Meşrutiyet Dönemi’nde Kurulan Siyasi Partiler

İttihat ve Terakki Fırkası
Osmanlı Demokrat Fırkası
Mutedil Hürriyetperveran Fırkası
Ahali Fırkası
Hürriyet ve İtilaf Fırkası
Ahrar Fırkası
İttihad-ı Muhammedi Fırkası
Islahat-ı Esasiye Osmaniye Fırkası
Osmanlı Sosyalist Fırkası
Millî Meşrutiyet Fırkası







Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.