Köy Enstitüleri : Anı
Köy Enstitüleri için güç bela aldırılmış dört jipten biriyle çok sayıda köyü bizzat gezmesiyle tanınan İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç, okulun önünde araçtan iner.
Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun altında uzun süre kapıyı açtırmaya çalışır. Sonunda okulun başöğretmeni gelir ve okulu gezdirmeye başlar.
Tonguç, daha yeni inşa edilmiş okulun sınıflarından birinde tavandan damlamakta olan suyu görünce başöğretmene nedenini sorar.
Başöğretmen umursamaz bir tavırla;
─ Birkaç kez Çankırı İl Eğitim Müdürlüğü’ne yazdım ama kimse ilgilenmedi, der…
Tonguç;
─ Peki, siz bir şeyler yapamaz mısınız? deyince başöğretmen birdenbire çıkışır:
─ Ben başöğretmenim, dam aktarıcısı değil!
İlköğretim Genel Müdürü’nün bu sözleri duymasıyla bahçeye fırlaması bir olur. İnşaattan kalma bir merdiven bulur. Çatıya tırmanarak kırık kiremitlerin yerini tespit eder ve yenileriyle değiştirir.
Bütün bunlar birkaç dakika içinde olup bitmiştir. Tonguç, aşağı inince başöğretmene dönerek;
─ Bir daha dam akarsa Çankırı’ya bildirme. Hemen bana haber ver, ben gelir hallederim, diyerek kartını uzatır.
Başöğretmen elindeki kartta yazan isme ağzı açık bakarken Tonguç çoktan başka bir köye gitmek üzere uzaklaşmıştır bile.
Köyde ve köylüde var olan değerleri genel ve geçerli değerler durumuna getirmek, bu kursların ve ondan sonra eğitmenlerinin uğraşlarının bir sonucu olmalıdır… Kursların kendi kendilerini yaratmaları en önemli noktayı oluşturur. İşi bizim klasik işler gibi irdeleyerek merkezden imdat beklerseniz buradan belki kitap, para alabilirsiniz. Ama ruhu vermek merkezin işi değildir.” (İ. Hakkı Tonguç’un Rauf İnan’a gönderdiği mektup, anan, E. Tonguç, Bir Eğitim Devrimcisi, s 228-229)
“Her enstitü, halk ekininin, folklor ürünlerinin harman olduğu yerdi. Çalışma günleri halk oyunlarıyla başlar, hafta sonu şenlikleri, köylerden getirilen ortaoyunları, saz söz varlıklarıyla, türkülerle sanat şölenine dönüşür, yeni yaratıcılıkları ateşlerdi.
Kasnakçı Efe, Çakırcı Efe, enstitü enstitü dolaşarak, halk oyunlarını öğreten oyun ustaöğreticileri, Âşık Veysel, Ali İzzet saz ve türkü ustaöğreticileriydi. Enstitüler, köyler arası imecelerle, tüm ülkeye yayılıyordu oyunlar türküler.
Selam olsun Anadolu’ya özgürlük tohumları ekene.
Baba Tonguç’a en içten sevgilerle…
Alper Akçam