OSMANLI DEVLETİ’NDE DARBELER : 1913 Darbesi / Bâbıâli Baskını

OSMANLI DEVLETİ’NDE DARBELER : 1913 Darbesi / Bâbıâli Baskını

 
II. Meşrutiyet’in ilânında rol oynayan İttihat ve Terakki Cemiyeti 31 Mart Vakası'nda orduya dayanarak iktidarı ele geçirdikten sonra ülke yönetiminde tek söz sahibi parti durumuna geldi.
İttihatçıların meclise dayalı bir dikta rejimi uygulamaları ülkede hızla gelişen bir muhalefet
cephesini de ortaya çıkardı.
1911 yılında Hürriyet ve İtilâf Fırkası kuruldu. Yoğun baskı altında yapılan ve sonradan “sopalı
seçim” olarak ifade edilen 18 Ocak 1912 seçimlerini İttihatçılar kazandı.
Ancak İttihatçıların politikalarını beğenmeyen askerler arasından Halâskâr Zâbitân adını verdikleri
bir grup dağlara çıktılar.
Bu grubun İstanbul’daki mensupları hükûmete bir muhtıra vererek meclisin dağıtılmasını,
Kâmil Paşa başkanlığında yeni bir hükûmet kurulmasını, aksi halde yönetime el koyacaklarını
bildirdiler.
İttihatçılar buna boyun eğmek zorunda kaldılar ancak tekrar iktidarı ele geçirme arzusunda
olan İttihatçılar askerler arasından destek aramaya devam ettiler.
Bu sırada devam eden Balkan Savaşları'nda Bulgar ordusu Çatalca’ya kadar ilerlemişti. Avrupa
devletleri 17 Ocak 1913’te Bâbıâli’ye verdikleri bir nota ile Edirne’nin Bulgaristan’a ve
Adalar’ın da kendilerine bırakılmasını istediler.
Yaşanan bu gelişmeyi fırsat bilen Enver ve Talat paşalar ve yanındaki İttihatçılar Avrupa
devletlerine verilecek cevabı görüşmek üzere hükûmetin Bâbıâli’de toplandığı gün (23 Ocak 1913)
Bâbıâli’yi bastı.
Baskın başarılı olup sadece birkaç kişinin gösterdiği direniş de kırılınca Talat Bey ve Enver Bey,
Sadrazam Kâmil Paşa’nın odasına girdiler. Kâmil Paşa’dan istifa etmesini istediler. Kâmil Paşa,
ahali ve askerlerden gelen teklif üzerine istifa ettiğini bildirdi.
Bina dışında kalabalık artmış, İttihatçıların meşhur hatibi Ömer Naci etrafına topladığı insanlara:
“Edirne elden gidiyor, din elden gidiyor, vatan elden gidiyor” sloganlarının hâkim olduğu bir
konuşma yapmaya başlamıştı.
Babıâli Darbesi, 1908-1913 arasında süre giden görece çoğulcu ve demokratik dönemi
sonlandırarak İttihat Terakki Cemiyeti’nin mutlak iktidarını başlattı.
1914 genel seçimleriyle bütün üyeleri İttihatçılardan oluşan Mebusan Meclisi, I. Dünya Savaşı
süresince hükûmetin gölgesinde bir onay organı hâline geldi.
Savaşın doğurduğu olağanüstü şartlar rejimin tek partiye dayalı niteliğini güçlendirdi.
Bâbıâli Baskını siyasi tarihimizin hükûmet darbelerinden biri olarak tarih sahnesine geçti.
Bâb-ı Âli Baskını bir hükûmet darbesidir. Rejimi değiştirmeye yönelik değildir.



Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.